Halkın çıkarına bir sosyal konut projesini hayat geçireceğiz

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, partisi tarafından belediye başkan adayı gösterildiği Kocaeli’nin Gebze ilçesinde düzenlenen halk buluşmasında konuştu. Belediyelerin barınma krizini çözebileceğini dile getiren Baş, “Halkın çıkarına bir sosyal konut projesini hayat geçireceğiz” şeklinde konuştu.

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, belediye başkan adayı olduğu Gebze Arapçeşme’de partisi tarafından düzenlenen halk buluşmasına katıldı.

Halk buluşmasında yurttaşlara seslenen Erkan Baş, yerel seçimlere ve partisinin “toplumcu belediyecilik” politikalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

‘BU DÜZEN DEVAM ETTİKÇE GELECEĞE GÜVENLE BAKMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL, O NEDENLE ‘DEĞİŞİM ŞART’ DİYORUZ’

Erkan Baş’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Bunların elinde 2 silah var. İlki, kim onlara karşı çıkarsa ‘vatan haini’ diye yaftalıyorlar, hemen bir milli örtü ile kendi hırsızlıklarını, yolsuzluklarını saklamaya çalışıyorlar. İkincisi, bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. Kadını erkeğe, Türk’ü Kürt’e, Alevi’yi Sünni’ye, birbirine düşman etmeye çalışıyorlar. O yüzden biliyoruz, bir yerel seçime gidiyoruz ama bu seçime giderken şunu görmemiz lazım: Bu ülkede bozuk bir düzen var, bu düzen devam ettiği sürece, bizim mutlu olmamız, huzurlu olmamız çocuklarımızla geleceğe güvenle bakmamız mümkün değil. O yüzden ‘Değişim şart’ diyoruz, o yüzden ‘Bu bozuk düzen değişmelidir’ diyoruz. Dünyada servet artışının en yüksek olduğu ülke Türkiye. Tüm rakamlar gösteriyor, Türkiye zenginleşiyor, büyüyor, bizim alın terimizle büyüyor, bizim ürettiklerimizle zenginleşiyor. İçinizde zenginleşen var mı, tanıdığınız bizimle aynı işyerinde çalışan, aynı servise bindiğiniz zenginleşen kimse var mı? Ülke zenginleşirken biz zenginleşmiyorsak ne oluyor? Demek ki bu ülkede hırsızlar büyüyor, yandaşlar büyüyor, bizim iliğimizi kemirerek sömürerek, zenginleşiyorlar.

‘BİZ YUMRUKLARIMIZI AYNI BİLEKTE BİRLEŞTİRDİĞİMİZDE HAKKIMIZ OLANI ALIRIZ’

Kimse bizim için ‘Yolsuzluk yapar’ diyemiyor, ‘Eşini dostunu kayırıyor’ diyemiyor. Diyorlar ki, ‘Bunlar eşitlik diyor, işçiler diyor, beş parmağın biri de bir mi diyor’. Biz de biliyoruz bir değil, bizim farklı inançlarımız, kültürümüz var. Biz bir şey biliyoruz: Hepimiz çok farklıyız, dünyada 72 milletten insan var ama hepsinin gözyaşının rengi aynı, hepsinin alın terinin rengi aynı. Bizi birleştiren alın terimiz.

Eşitlik adalet isteyince, diyorlar ki ‘Beş parmağın beşi de bir mi’, biz de biliyoruz, beş parmağın beşi de bir değil. Onlar istiyor ki avcumuzu açalım, onlar da bize sadaka versin. Beş parmağın beşi bir değil ama birleşip yumruk olduğunda hakkını alıyor, biz yumruklarımızı aynı bilekte birleştirdiğimizde hakkımız olanı alırız.

‘HALKIN ÇIKARINA BİR SOSYAL KONUT PROJESİNİ HAYAT GEÇİRECEĞİZ’

Bir insan susuz yaşayabilir mi? Bizim olan suyu bir firmaya veriyorlar, sonra onu bir şişeye koyup bize satıyorlar. Benim yaşımdakiler hatırlar, TRT var, arada bir dakika diye reklam çıkardı, vatandaşlık dersi gibi, ‘Verginizi ödeyin’ derdi, ‘Ödediğiniz vergiler yol, su, elektrik olacak dönecek’ derdi. Şimdi vergi ödüyoruz, yola para ödüyoruz, suya, elektriğe para ödüyoruz. 5’li çetenin sürekli vergilerini affettiler, sizin hiçbir verginizi affettiler mi? Ondan almadıkları vergi bizim su paramız, elektrik paramız, bizden alıp onlara vermeye devam eden bir anlayışla karşı karşıyayız.

Bakın biz deprem bölgesinde yaşıyoruz, hiçbirimiz deprem kaygısı olmadan yaşayamıyoruz. Allah korusun bir deprem olsa, ne olacağını bilmiyoruz. Kaçımız ‘Deprem olsa da bir şey olmaz’ diyebileceğimiz güvenli evlerde oturabiliyor? Her ay maaşımızın önemli bir kısmını başımızı sokacak bir eve vermek zorunda kalıyoruz. Belediye bu sorunu çok rahat bir şekilde çözebilir, halkın çıkarına bir sosyal konut projesini hayat geçireceğiz. Belediye kendi yaptığı bu sosyal konutları ihtiyaç sahiplerine kiralayacak, bu evlerin kirası asgari ücretin dörtte birini aşmayacak bir şekilde.

Gebze’nin zenginlikleri, Gebze’nin ürettikleri Gebzelilere fazla fazla yeter. Gebze’nin en büyük derdi, Gebze’nin gençleri mutlu değil, huzurlu değil, sosyal alan yok, uyuşturucu belasına düşmüşler. Çocukların uyuşturucuya düşmesinden mutlu olan bir zihniyet var, çünkü çocuklar düşünmezse, onların düzenini sorgulamaz.”